5 Şubat 2010 Cuma

Kitab-ül Hiyel !

           ''  Raviyan -ı ahbar ilk sinematograf gösterisinin Galatasaray 'daki Spoek Birahanesi'nde yapıldığı yıllarda, onun zihnindeki noktada neler olduğunu araştırmaya başladığını rivayet etmiştir.Çeşm -i Badem Ceylan Hatun'un naklettiğine göre o, bir hiyel ehli olarak değil , bir hayalkar olarak bu işe kalkışmıştı.Çabasının semeresini daha çabuk toplamak için Vik, Köhler Biraderler,Lorenz ve Keil 'in raflarından sayısız roman ve hikaye kitabı almış, hayalkarların nasıl tahayyül ettiğini öğrenmeye çalışmıştı. Binbir Gece Masallarını adeta yuttu ama realist ve naturalistlerden hiç mi hiç hoşlanmadı . Onları Abdülhamid Efendimize yaranmak için onun giyim kuşam ve davranışlarını kopya eden paşalara benzetiyordu. Oysa Abdülhamid 'i kopya değil de taklit eden bir meddah , elbetteki daha sevimli ve belkide gerçeğe daha yakındı.İşte realistler de Gerçeği ve Dünyayı kopya ediyorlar ; ama masalcılar , aslında gerçekleşmiş bir hayal olan Dünya 'yı örnek alıp, onu ve üslubunu taklit ederek yeni hayaller yaratıyorlardı.Kopyalar ne kadar kuru ve tatsızsa, taklitler o kadar canlı  ve sevimliydi. Sonuç olarak realist romanlar , yazarlarının suratları kadar tekdüze, şaşırtıcılıktan yoksun ve aslında gerçekdışı şeylerin anlatıldığı kitaplardı.
....
İşte Üzeyir Bey bu düşüncelerle insanların gerçeklik duygusuna değil de, gerçeğin kendisine ve ondaki üsluba sadık kalmaya karar verdi . ''

İhsan Oktay Anar ; Kitab-ül Hiyel

exogenesis

koyunbaba