28 Ekim 2009 Çarşamba

...



"Çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor. Sinemadan çıkmış insan. Gördüğü film ona bir şeyler yapmış. Salt çıkarını düşünen kişi değil. İnsanlarla barışık. Onun büyük işler yapacağı umulur. Ama beş-on dakikada ölüyor. Sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzlü, kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleriyle onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar."

27 Ekim 2009 Salı

yumağın içinden


Bu sabahın mutlu eden görüntüsü: Lavabo çocuğu..



 Ne zamandır aklımda ''Bir şarkıdır yaşamak ''ı yeniden  (Alain Resnais ) izlemek .. Bu gün görev verdim kendime ekim sonuna kadar !




Vosvos dede hastaneden çıktı . Ağır ameliyat geçirdi .. Amaaa öyle değişmiş ki sesi :) Anlatılmaz ,yolculuk yapılır ..Meğer daha önce çalışmıyormuş zavallıcık .. Dedemm benim :)





Sorulardan bugün :
Yoksa uzaklaşmak yakınlaştırır mı ?
İnsan gerçekten kuzeye gitmek isterse , güneye mi gitmeli önce ?
Ya da aydınlık ararken, karanlığa mı dönmeli ?

22 Ekim 2009 Perşembe

sıkışma anı !



Mark Twain 'den ''Huckleberry Finn 'in maceraları  çocukluğumda elimden düşmeyen kitaplardan biriydi. Norman Rockwell' in  Today's İnspiration da yer alan ilüstrasyonlarına rastlayınca hayran kaldım ..
Bir anlatının hangi sahnesinin resmedileceğini seçmek çok zor .
Mesela şu çizimdeki detaylar o bölümün özünü çok rahat aktarmaya yetmiş bence ..
Burada Huck Finn Jim' le Missisipi boyunca salla kaçarken bir çiftliğe girerler . Huck çamaşır ipinden çaldığı kız giysisiyle kılık değiştirmişken, evin hanımı tarafından içeriye çağrılır . Cin kadın, çocuk hazırlıksız bir sürü yalan uydururken  kucağına bir yün yumağı fırlatıverir.. Huck refleks olarak yumak düşmesin diye bacaklarını birleştirir.. Bizim cin hemen durumu anlar ! Bu bir oğlan çocuğudur . Çünkü : Kızlar yumak düşmesin diye eteklerini germek için bacaklarını açar, oğlan çocuklarıysa yere düşmesin diye bacakalrını birleştirir !
 Ve kızı pardon oğlanı yukarıdaki bakışlarla incelemeye alır ..Huck yalanlarına aralıksız devam etmektedir .. Bu arada kızlara özgü bir çok sınavdan geçiyordur. Sıkıştırıldıkça yalanlar içinde  bocalamakla, koyverip bırakma arasında gidip gelir .. Gerçi benim fantasyamda canlanan yüz bu değildi .. İfade biraz daha değişikti . Beyaz saçlı bir kadın vardı bende .. Elinde bir örgü işi, ilgisi örgüde gibi görünürken küçük bakışlarla Huck 'ı inceliyen ..

İşte bu sıkışma anının görüntüsü :)

6 Ekim 2009 Salı

Darwin !


Jan Svankmajer ~Alice


Jan Svankmajer Çek  film yönetmeni.. Stop motion kısa filmlerinden bu , bu ve bu bir kaçı . Kullandığı ışık ve sıradan eşyaların yeraldığı mutfak  gibi bildik mekanların fon olarak kullanması fark yaratıyor. Çok az malzemeyle o kadar çok kısa film çıkarmışki.. Yakınlarda televizyonda ''Faust '' adlı kuklalarla çektiği gotik atmosferli filmi gösterilmişti. Yönetmen kuklalar konusunda eğitim almış zaten .

Vee  1988 de yaptığı  '' Alice in Wonderland'' sıra dışı ve görür görmez Svankmajer'in işi olduğu anlaşılıyor ..Lift scene de tavşan deliğinden düşüş asansörle inişe dönüştürülmüş mesela. Bu versiyonu bir Disney filmiymiş gibi çocuklara izletmek ne derece doğru olur bilmem...

We will not go down (Song for Gaza) - by Michael Heart

We will not go down (Song for Gaza) - by Michael Heart

Shared via AddThis

2 Ekim 2009 Cuma

Tristram Shandy, Beyefendinin Hayatı ve Görüşleri '' The life and opinions of Tristram Shandy, Gentleman''


Kitap epi topu bir adamın doğumunu anlatmaya niyet etmiş. Laurence Sterne Efendi 1765-67 yıllarında daha modern roman yokken kitapçılarda, ne yapıp edip bastırabilmiş  kitabını da, bir türlü şu doğum hikayesine giremiyor . Bir yazar romanın yazılışını okuyucuya nasıl anlatabilir . Karşısına alıp bak bunlar yararlandığım kitaplar, bu sözlük , işte bu hayalgücüm , raftaki kutuda çağrışımlarım var , şurdaki mektuplar da yayıncıyı ikna etmeye çalışıyor bir yandan , bak şöyle yazılıyor..Yoo Stern Efendi böyle yapmamış, kitap yağmur gibi dipnot , açıklama bekleyen parantez içi sayılar, cümle içinde söz kesen tire içi  konsantrasyon bozucu başka cümleler , hınzır italik  kelimeler ve binlerce romen rakamıyla birbirinden ayrılmış paragraf ya da cümlelerden örülü. Bunun yanında yayınlamaktan vazgeçip imha ettiği bölümün sayfa numaraları başka sayfalara verilmemiş . Bu yüzden örneğin  146. sayfanın yanındaki 157 . sayfaya geçince şaşırmamak gerek, okur o sayfaların yazıldığını bilsin ! Hatta bir sayfa Sevgili Yorick öldüğünde kararmıştır ..




Nüktenin, imanın  sonu yoktur .. Hatta imalar sürekli cinselliği işaret eder. Hele bir burun bölümü vardır ki.. Şu İngilizlerin lafı dolandırarak,  hiç bir olumsuz kelime sarfetmeden en olmayacak lafı deyivermelerinin bol bol örnekleriyle doludur kitap . Baş rol karmaşası da vardır bir yandan Toby Amca neredeyse roman arazisinin yarısına yaşadığı savaşın anılarını canlandıracak maketi kurmuş gibidir.Cocks and bull story' dir kitabın bir adı  da. Kitap biter ama doğum henüz anlatılamamıştır .

Roman basım giderlerini karşılasın diye kendisine  ithaf edilecek soylu hanımefendiye yağ çekmelerle ilerler.. Okuyucunun aptal yerine konduğu yavan giriş gelişme sonuç anlatımından bıkmış, anlatılacak konuların defalarca anlatıldığını artık anlatım biçimine bakmanın zamanının geldiğini bağırır. Kurgu üzerine bir kurgudur ..Zamanında pek çok tepki almış aşağılanmıştır ..

Matraktır !

Kitabın aslını  burdan okuyabilirsiniz . (Allah hepimizin İngilizcesine kuvvat versin! amin! ) Eminim ki türkçeye çevrilirken zorunlu olarak sönükleşen  binlerce espri saklıdır metinde .Nuran Yavuz'un çevirisiyle YKY dan bulunabilir .


Michael Winterbottom2006 da kitabı film haline getirdi. Film başrol kapma kavgasıyla başlıyor ve filmin çekilemeyişini anlatıyor . Zekice kurgulanmış .  A Cock and Bull Story. 

Fragmanı izleyin bir bakalım ?

1 Ekim 2009 Perşembe

yeni dersaneler açılsın!

Gençlerimizin durumunu pek iyi görünmüyor. Bugün bir gencimizin IMF başkanına o mesafeden ayakkabısını isabet ettirememesi durumu üzerinde düşünmemiz lazım. Bu çocuklarımız dersanelerde testlere boğulup, lisede beden dersi görmeyip, görse de başını çevirip test işaretlediğinden ata sporumuz olan atıcılıktaki başarısızlıkları da kaçınılmaz oluyor.. Gönül isterdi ki bütün gençlerimiz şansını denesin , hepsi birden o converslerini aynı anda sahneye yığsın .. Eğer okullarda  ata sporumuz geliştirilemiyecekse yeni dersaneler açılsın !

Alice adlı mühim küçük kız


''Alice Harikalar Diyarında'' müthiş bir kitap. Kaç defa okuduğumu hatırlamıyorum .11-12 yaşlarımdan beri elimde olan bir baskısı var . Ne yazıkki resimsiz . 1978-79 da Balıkesir' de bahçelievler mahallesinde  çocukların ellerinde dolaşmış bende takılmış  yeşil ciltli bir baskı . Altın Kitaplardan çıkmış . ''Aynalar odası'' da var hem  içinde .   

Alice meraklı, şaşkın, pes etmeyen, eğitilme aşamasında kafası karışmış bir kız . Tüm karmaşanın  içinde ayakta durmaya çalışıp, karşısına çıkan her tuhaf varlığı yargılamadan anlamaya çalışan , ilk defa  duyduğu gördüğü ne varsa hemen temelden araştırmaya girişen sorgulayan bir çocuk . Ona kaba ve saygısız davranan pek çok yaratık karşısında kızmaktan çok şaşkınlık duyan , durumu tamamıyle anlayınca kendi onları halinde bırakarak yanlarından sessizce ayrılan  Alice ..
Hele o tavşan deliğinden düşüş olayı ..Bu müthiş bir imge benim için . Yaşamın tam manasıyle doğumla başlaması .. Doğum kanalından başka bir dünyaya geçiş yolculuğu.. Saatine bakıp kraliçenin kroket partisine geç kaldığından bahseden beyaz tavşanın peşinden meraklanıp tavşan deliğine giren ve düşmeye başlayan Alice ..Düşüşün ilk zamanlarında etrafın karanlık oluşu , yavaş yavaş düştüğü deliğin duvarlarında bazı rafların olduğunu hatta bu raflarda birbirinden ilginç ve garip eşyanın dizili olduğunu farkedişi.. Düşmenin uzun süre devam edişiyle bu duruma alışmaya başlayıp bunun bir tür ilerleme biçimi olduğunu düşünmesi ..

Düşüş - doğum  bağlantısı .. Dünya değişirken , biz büyürken , yaşamı başka bir haliyle yaşamaya başlarken hissettiğimiz düşüş hissi ..Sonraları bu düşüşe alışışımız ..
(Türkçede düş ve düşmek ile ilginç şakalar yapılabilir mesela ..Alice sürekli bulduğu iki benzer sesli kelimeyle ne kadar ilginç şakalar yapılabileceğini söyler durur da.)

Alice illüstratörleri  burdan izlenebilir . Doğrusu biraz hayal kırıklığına uğradım .Henüz Sağlam bir Alice tipi oturtulamamış . Alice 'in zihnini yüzüne yansıtmayı fazlaca önemsememiş daha çok karşılaştığı tuhaflıkları vurgulamayı seçmişler gibi geldi bana ..



Kitapta geçen Snarkların peşinde bir blog buldum  . Bu snarklar da acayip şeyler doğrusu ..Yanımda kitap olmadığı için yeterince iyi anlatamayacağım ama bu snarklar yakalandıklarında  Boojum da çıkabiliyorlarmış ..İşte bunlarla karşılaşmak istemeyiz hiç ımmm!

Bir de education alice var..