21 Nisan 2010 Çarşamba

herhangi bir nisan sabahı

Tanrı otlar pembeleşinceye kadar kızartmış sonra biraz su eklemiş gibiydi. Beyaz küçük  bir salyangoz jirine jirine tam uca kadar gelmiş döngüsünün başlangıcına yeniden varmak üzere atlamayı düşünürken karşılaştık . Elindeki ipi pek de sıkı tutmuyordu . Ucunda bir dağ keçisi yoktu aslında. O sırada çok uzun boylu uzun bacaklı bir adam ilerliyordu koca adımlarıyla . Pembe şemsiyeli kadın kilisenin çatısıyla aynı hizzaya gelince anladım , yolculuğum herhangi bir yolculuk değil.
Mrs. Daloway' i okumaya başladım ..hadi hayırlısı ..