11 Eylül 2009 Cuma

eylül, marry poppins, müzik, babam

Dün gece Tolga yatakta kendi kendine oyalanırken ''Anne şimdi sana ölmüş biri telefon etse ne yapardın ?'' diye sordu aniden...
-....
''Mesela baban arasa ..''dedi
-...
''Babanın sesini hatırlıyor musun ?''

Birden aklıma geldi , babamı kaybettiğim gündü.. Tam ondokuz günyumağı kutusu açılmış..

Gittiğinde yanında değildim ..Buraları geçiyoruz ..Şu gümüş ipi biraz çekelim ..Daha baştaki sayfalara dönelim ..

Babamın beni şaşırttığı ilk olay : Yarım yamalak hatırlıyorum ~~Bir gece kardeşimle ben halıya uzandık gözlerimizi sanırım mendille kapatmıştı babamla annem .. Mendli kaldırdıklarında avizenin sarı ışığını, babamın ayakta durmuş kocamanlığını, havada hiçbirşeye deymeden duran bir bardak ve içinden dökülen küçük şekercikleri gördüğümü hatırlıyorum. Babamın bunu nasıl yaptığını anlayamamıştım ama müthiş adammış !Şekerleri toplarken bi numara olup olmadığı gelmemişti aklıma, tadları mükemmeldi çünkü ~~

Müzik çok önemliyi.. Bana sabahları işe gitmeden bir marş öğretir  , akşama geldiğinde öğrenmişmiyim kontrol ederdi (Dağ başını duman almış ,Ankara Ankara güzel Ankara , Yaslı gittim şen geldim vb.) Şehrin tek ve nefis şeylerle dolu oyuncakçısı ) Nadir'  den bana küçücük  bir piyano almıştı ..Love story' nin melodisini çalmaya çalışırdık beraber ..Pikapla tanıştık sonra babam plakları durdurup durdurup sözleri yazmaya uğraşırdı ..

Ve her hastalanıp  annemin salona hazırladığı prenseslere layık yatağa yereleştirildiğimde akşam işten dönen babamın getireceği kitabı beklerdim .. Bir defasında Marry Poppins'i getirdi.. Bu kitabın yaşamımda öyle derin izleri varki ..

Sesini hatırlıyorum, şimdi bi seslense şöyle ön odadan vişne istese buzdolabından ..