''Ben dedemden muhabbet , ninemden kin almışım
Çini bir kase kadar başkadır içim dışım.
Öpmek için elini eğilse de bakışım
Isır diye tepinir gözlerimin bebeği.''
Bugün, Faruk Nafiz Çamlıbel ' in şiiri yıllar önce okuduğumdan çok farklı geldi .
Şiirde nine , derebeyi olan dede tarafından 500 altına köle pazarından alınıyor ve torun verasetle geçen duygusunu böyle anlatıyor. O zamanlar okuduğumda kölelik ne kötüymüş şimdi hayat iyi ki öyle değil, yaşasın cumhuriyet diye düşünürken , şiirdeki kinin aslında başka bir şey olduğuna, 2012 de hala verasetle yeni nesillere geçiyor oluşuna şaşırıyorum .
Artık köle pazarından alınmasa da kadınlar başlık parası yada hediyeler ve güzel eşyaların içinde iyice gizlenmiş çil çil altınlara köleliğe adım atıyor. Hala, bu devirde, bilinç altına yerleştirilmiş gelenek adlı program yazılımı harekete geçip kadının köleliğe uygun davranışını destekliyor. Kadınlarının onlardan daha çok şey bilmesini ve gelişmesini kaldıramayacak kadar tembel ve gelişime kapalı erkekler bu tembelliklerini atadan öğrendikleri korkutma yöntemleriyle karılarından gizlemeyi başarıyorlar .Karıları kocaların bu şiddet dozu yüksek itirazlarına boyun eğerek çini kase kadar başkalaşan içlerine atıyorlar.Gücü ancak karılarına yeten bu ''güçlü'' erkekler çini kaselerini evlerinde kırmadan saklayabilirlerse , küllahların değiştiği yıllar gelip çatınca,onca yılın kini yavaş yavaş, fitil fitil burunlardan getiriliyor. Bu böyle devam ediyor .
Yıldız tarihi 30512 olduğunda da korkarım işler böyle devam ediyor olabilir .
Bu yüzden önce erkekleri eğitmeli! Onlara gelişmekten korkmamayı öğretebilir, biraz daha kendilerine güvenli kılabilir ve karı gibi ağlama ve gülme hakları olduğunu bildirebilirsek, kendi yarattıkları bu korku evreninden çıkar, paranoyalarını aşar, ruhları dinginleşir ve zihinleri açılır diye umuyorum , sizce ?
Çini bir kase kadar başkadır içim dışım.
Öpmek için elini eğilse de bakışım
Isır diye tepinir gözlerimin bebeği.''
Bugün, Faruk Nafiz Çamlıbel ' in şiiri yıllar önce okuduğumdan çok farklı geldi .
Şiirde nine , derebeyi olan dede tarafından 500 altına köle pazarından alınıyor ve torun verasetle geçen duygusunu böyle anlatıyor. O zamanlar okuduğumda kölelik ne kötüymüş şimdi hayat iyi ki öyle değil, yaşasın cumhuriyet diye düşünürken , şiirdeki kinin aslında başka bir şey olduğuna, 2012 de hala verasetle yeni nesillere geçiyor oluşuna şaşırıyorum .
Artık köle pazarından alınmasa da kadınlar başlık parası yada hediyeler ve güzel eşyaların içinde iyice gizlenmiş çil çil altınlara köleliğe adım atıyor. Hala, bu devirde, bilinç altına yerleştirilmiş gelenek adlı program yazılımı harekete geçip kadının köleliğe uygun davranışını destekliyor. Kadınlarının onlardan daha çok şey bilmesini ve gelişmesini kaldıramayacak kadar tembel ve gelişime kapalı erkekler bu tembelliklerini atadan öğrendikleri korkutma yöntemleriyle karılarından gizlemeyi başarıyorlar .Karıları kocaların bu şiddet dozu yüksek itirazlarına boyun eğerek çini kase kadar başkalaşan içlerine atıyorlar.Gücü ancak karılarına yeten bu ''güçlü'' erkekler çini kaselerini evlerinde kırmadan saklayabilirlerse , küllahların değiştiği yıllar gelip çatınca,onca yılın kini yavaş yavaş, fitil fitil burunlardan getiriliyor. Bu böyle devam ediyor .
Yıldız tarihi 30512 olduğunda da korkarım işler böyle devam ediyor olabilir .
Bu yüzden önce erkekleri eğitmeli! Onlara gelişmekten korkmamayı öğretebilir, biraz daha kendilerine güvenli kılabilir ve karı gibi ağlama ve gülme hakları olduğunu bildirebilirsek, kendi yarattıkları bu korku evreninden çıkar, paranoyalarını aşar, ruhları dinginleşir ve zihinleri açılır diye umuyorum , sizce ?