14 Mart 2012 Çarşamba

mor menekşeler

   Ömer Hayyam' a ait olduğu söylenen şu dizelere bakın ..
'' Eğer her şeyini kaybetmişsen ve cebinde bir ekmek alacak kadar paran kalmışsa,
  Git kendine bir demet menekşe al ve ruhunu besle.''

Mor menekşe İzmir florasında kendiliğinden yetişen, etkileyici ve çarpıcı bir kokusu olan , çok zarif bir bitki. Eğer onları bir arada topraktan fışkırmış görüyorsanız artık baharın geldiğini anlamalısınız. Bu zarif çiçekleri Bornova da büyük parkın karşısındaki levanten evlerinden biri olan büyük bahçeli malikanenin önünde kaldırımın iç tarafında geniş bir alana dağılmış olarak izleyebilirsiniz .Bu gün neredeyse yeşil yapraklardan çok mor menekşeler hakimdi . Bu sene kaçırırsanız üzülmeyin gelecek sene de orada olacaklardır .Çünkü ev sahipleri bir toplum hizmeti gibi o çiçekli alanı gözetip kolluyor pet şişelerden, kağıtlardan temizliyorlar .Sadece kendi hallerinde bırakılmaları yetişmeleri için yeterli zaten  . 

24 Şubat 2012 Cuma

I come from..



 Yaseminimle ortak çalışmamız :)

I come from ..






Kızım Yaseminle ortak çalışmamız :) 


güneş delisi

Güneş Enerjisine bahar geldi ! Badem ağaçları çiçeklerini açmış , arılar iş başına geçmiş . Tomurcuklar dal uçlarını yırtıp çıkıyor. Karahindibağlar, turpotları, ebegümeçleri hep serilmiş güneşin altına. Köstebekler sık aralarla küçük tepeciklerini inşa etmeğe başlamış . Başı kuşlu ağaçlarda bin bir kuş sesi . Yavruların incecik ötüşleri anababalara karışmış .OOOYY! Gözünü sevdiğim bahar hoş geldin !

İşte bahsi geçen tomurcuklardan bir kaç tomurcuk,

Birbirine sarılmış bir çift gün batımını izliyor.

Aceleci bir arı yükünü tutmuş kovanına dönecek

Badem ağacının prıltılı cevheri

ilk papatyalardan biri

vızvız

armoninin sonu yok 

Bu nasıl bir yeşildir bu nasıl uyum !

bir çiçek

binbir çiçek

Ve güneş !





darwin


gecenin içinden


8 Ocak 2012 Pazar

Veraset

''Ben dedemden muhabbet , ninemden kin almışım
Çini bir kase kadar başkadır içim dışım.
Öpmek için elini eğilse de bakışım
Isır diye tepinir gözlerimin bebeği.''

Bugün, Faruk Nafiz Çamlıbel ' in  şiiri yıllar önce okuduğumdan çok farklı geldi .
Şiirde nine , derebeyi olan dede tarafından 500 altına köle pazarından alınıyor ve torun verasetle geçen duygusunu böyle anlatıyor. O zamanlar  okuduğumda kölelik ne kötüymüş  şimdi hayat iyi ki öyle değil, yaşasın cumhuriyet diye düşünürken , şiirdeki kinin  aslında başka bir şey olduğuna,  2012 de hala  verasetle yeni nesillere geçiyor oluşuna şaşırıyorum .
 Artık köle pazarından alınmasa da kadınlar başlık parası yada  hediyeler ve güzel eşyaların içinde iyice gizlenmiş çil çil altınlara köleliğe adım atıyor. Hala, bu devirde, bilinç altına yerleştirilmiş  gelenek adlı program yazılımı harekete geçip kadının köleliğe uygun davranışını destekliyor. Kadınlarının onlardan daha çok şey bilmesini ve gelişmesini kaldıramayacak kadar tembel ve gelişime kapalı erkekler bu tembelliklerini atadan öğrendikleri korkutma yöntemleriyle karılarından gizlemeyi başarıyorlar .Karıları kocaların bu şiddet dozu yüksek itirazlarına boyun eğerek çini kase kadar başkalaşan içlerine atıyorlar.Gücü ancak karılarına yeten bu ''güçlü'' erkekler çini kaselerini evlerinde kırmadan saklayabilirlerse ,  küllahların değiştiği yıllar gelip çatınca,onca yılın kini yavaş yavaş, fitil fitil burunlardan getiriliyor. Bu böyle devam ediyor .
 Yıldız tarihi 30512 olduğunda da korkarım işler böyle devam ediyor olabilir .
Bu yüzden önce erkekleri eğitmeli! Onlara gelişmekten korkmamayı öğretebilir, biraz daha kendilerine güvenli kılabilir ve   karı gibi ağlama ve gülme hakları olduğunu bildirebilirsek, kendi yarattıkları bu korku evreninden çıkar, paranoyalarını aşar, ruhları dinginleşir ve  zihinleri açılır diye umuyorum , sizce ?