
Eğer mimar olup beni finanse edecek bir akıllı bulabilseydim nilüfer formunda bir ev yapardım .. Üzerinde epey düşündüm . Önce bir nilüferin yapısını inceleyelim ..


Muhtemelen bir su kenarına inşa etmek iyi olabilir . Aynı zamanda biyolojik evlerdek gibi sistemler temelin altında yerleştirilebilir depreme dayanıklı olacağı kesin .Atık su arıtma deposu ve kompozitleştirmeye yarayan bir mekanizma geliştirilip küçültülerek çiçeğin oturduğu toprağın altına yerleştirilebilir . Yine elektrik üretimi küçük ve çiçek şeklinde bir rüzgar tribünü ile sağlanabilir . Güneş enerjisinden faydalanmak için ikinci sıra camdan yapraklara ince boru sistemi tıpkı yaprak içindeki su taşıyan damarlar şeklinde döşenip, iç yüzeyde istendiğinde siyah renkli bir boyanın dolaşması sağlanarak borulardaki suyun ısıtılması sağlanacak . Ev bir su kenarında olduğunda tam etkiyi yaratacaktır . Ama bir çölde de kurulabilir ( ehem pek istemem ama.. ). Şimdi hayal edin ...

Sabah gün kutusundan bahtınıza düşmüş yumağınızı almak üzere gözlerinizi aralıyorsunuz . Kayısı renkli bir aydınlığın içinde serin sabah rüzgarını hissediyorsunuz .Etrafınız aydınlık bir duvarla çevrili . Hemen bir yaprağı harekete geçirmek için elektronik ya da urgan iple hazırlanmış bir makarayı çalıştırıyor ve dışarıyı kolaçan etmek için yaprağı yere indiriyorsunuz . Yumağı kutuna alıp serdikten yaşayıp bitirdikten sonra gece gelince sevdiklerinizle gökyüzünü seyretmek için yaprakların ucunu açabiliyorsunuz .. Yağmurlu günlerde damlaları izleyebiliyorsunuz ..Bu çiçeğin içinde yaşamak müthiş !
Bunlar iyi de ... Ya çelik bir mayıs böceği dadanır, ya çelik bir kurbağa geceleri eşine serenat yapmaya kalkarsa ?
Bazı zorlukları da olacak gibi geliyor bana ..