8 Haziran 2009 Pazartesi

Unutuşla başlamak


Sabah çabuk çabuk hazırlanıp çıkıyorsunuz evden , cuma günü çıkarken unuttuğunuz ve bir daha unutmamaya söz verdiğiniz bir eşyayı yine unutuyorsunuz .. Unuttuğunuzu hatırlamak gerekiyorken ..
''Alice harikalar diyarında'' kitabında adı geçen unutuş ağacını hatırladım yüzme bonemi unuttuğum için . Ağacın altında Alice, ismini, kim olduğunu unutuyordu. Bir adım atıp ağacın altından çıkınca herşeyi yeniden hatırlıyordu.
Alzheimer ilginç bir hastalık . Onca yıl birikenleri yavaş yavaş sırasız biçimde unutuyorsunuz . bazı konuları önce bazılarını daha sonra . Yoğun stres yaşamış, ya da stresli yaşam biçimini seçmiş insanlarda acaba gelişme olasılığı daha mı fazla ?
Gün serildiğinde herşey göründüğü gibi ilelemeyebiliyor . yumakta görünen havuzun kenarı havuza giremeden binadan çıkmayı işaret ediyor olabilir !
Ama bu sayede yumakta olduğunu düşünmediğiniz kocca bir dut ağacına ve henüz dokunulmamış lezzetli meyvelerine rastlamak mümkün oldu.
İzmirde haziran ayı boyunca dut ağaçları meyvelerini sunuyorlar. Karadut serbeti ve dondurması hem rengi hem lezzetiyle yaz günlerini tatlandırıyor. Dut için türkçe kaynaklarda yeterince araştırmamış olsam da biç ilustrasyona rastlayabileceğimi sanmıyorum. Her yıl haziranda karşımıza çıkan, çoğu çocuğun meyvesini dalından tattığı güzelim dut, bir gün soyu tükense nasıl bir canlıymış, nasıl yaşarmış , mahallemizde neler görürmüş , hatırlanmayacak çünkü söz uçar, yazı kalır !
Dut saz yapımında en çok tercih edilen ağaçmış , kayıtsızlığımız karşısında da ağlarmış biraz biraz . Dut yemiş bülbül susarmış ya, biz de yiyip yiyip susuyoruz biraz övgü biraz kıymet bilmeye yanaşmıyoruz . Bedri Rahmi Eyüboğlu 'nun halk sanatlarına düşkünlüğü boşuna değil bu zenginliği gün yüzüne çıkarmak , sermek gerek cümle alemin önüne . Mümkün mü anadolu köylerinde koca dutların altında serinleyen köylümüzün, ona bir masal düzmemesi bir türkü söyleyivermemesi ya da dutlu oyalar işelememesi ..

İşte gün yumağı böyledir , serildikçe önünüzde bir sürü susam açılır içeri girip bakmadan bir şey göremezsiniz :) Bu gün de unutuş kapısından girip köyün birindeki dut ağacının kovuğundan çıktık işte ..