28 Haziran 2009 Pazar

yolculuk

YOLCULUK
Ne güzel bir yolculuk olur
Uzaklara bu şehirden seninle..
Unutulmuş yaşantılar üstünde, bulutsuz..
Açılmak isteyen güller gibi baharla;
Açılmak , yazılmamış öykülere doğru..
Geçmişten , gelecekten habersiz zamanlara
Ne güzel yolculuk olur!..
Bilsen
Nasıl da genişler bu aydınlık,
Ufku boğan tepeleri aşarken..
Bir ninnidir tekerleklerin uğultusu
Burcu burcu içimizdedir artık;
Dağ kokusu , kır kokusu , toprak kokusu..
Ve bir fırtınadır doludizgin,
Yüreklerimizde tutkularla esen !...
İşte tüm camlarında taşıtın,
Görücüye çıkmış gelinlik bir kız gibi doğa,
Olanca güzelliği üzerinde,
Takmış takıştırmış,
Işıl ışıl ve utangaç!..
....
Tut elimi, tut, bırakma yavrucuğum..
''Gel!'' diyor,dorukların dudakları fısıltıyla bize..
Koşalım, zeytinlikler boyunca, şahlanarak;
Koşalım çılgın , susamış, denize!
Bir çırpı kulübeden yükselen dumanda
Kaybolabiliriz dilersen,
Sonsuzluğa doğru..
Ne güzel bir yolculuk olur;
Yağmurların deli-dolu serpildiği bu mevsimde,
Açmışken müjdelerle ebemkuşakları..
Kimsenin bilmediği türkülerle,
Uzaklara doğru bu şehirden,
Enginlere doğru, seninle!..
Balıkesir 1965
H.Atıf Özden
Atıf eniştem halamla birlikte yıllardır her fırsatta yolculuğa çıkar. Bazan çadır kurarlardı çocuklarla deniz kenarlarında, bazanda uzak bir şehri görmeye giderlerdi. Bazan biz mahallenin çocuklarını alıp Anadol'la Susurluk' da köpüklü ayran ve simit yemeye götürürdü. Sanırım daracık Balıkesir boğuyordu onu.
Zamanının iyi hatiplerindenmiş anlatılana göre . Halam da eniştem de öğretmendi , şimdi ikiside 83 yaşında.. Daha geçen pazar cumhuriyet için İzmir'e geldiler .. Güneydoğuyu görmeye gittiklerinde sanırım yaklaşık 70' ini geçmişlerdi , dönüşte geçirdikleri kazadan ucuz kurtuldular ..Uzun süre hastanede yattıktan sonra eniştem bir baston yardımıyla yürüyor .. Yine de hala yollardalar..
Halam hatırlarım hep evine çeki düzen versin ister bir türlü kafasında kendini görmek istediği mükemmel ev kadını olmaya fırsat bulamazdı .. Gerçi uzun zaman önce bu pratiği edinemediği için artık pek de ümidi kalmadı sanırım .. Bana hep hayalinde harika bir döpiyes planladığını onu giyerse ne kadar arzu ettiği gibi görüneceğini anlatırdı .. Bunun yerine hep bir pantolon ve gömlekle yollarda eniştemin yanında oldu ..
Eniştem girdiği her çevrede eskilere has terbiye görmüş cümleleriyle içinden geleni çok rahat ifade eden , gereğinde eski bir şiirden birkaç dizeyle karşısındakini ele geçiren biri.. Halam daima genç kızların o konuşurken etrafını sarmasından şikayetçiydi. Zamannda topluluklar karşısında da pek çok konuşma yapmış ( açmayalım buraları ).
Geçen pazar Ankara'da bir gençle konuşmasını analtıyordu .. Ağır bir sağlık sorunu olan genci, zar zor sıgarasını yakmış tellendiriyorken izlemiş'' Genç adam masama buyurmaz mısın biraz ?'' diyerek davet etmiş.. Bu kadar rahatsızken neden sigaraya devam ettiğini sormuş , falan filan .. Genellikle birine bu türden bir konuda birşeyler söylemek zordur .. Eniştemin muhabbeti ve daima gülümseyerek konuşması ikna yeteneğinin nedeni bence .. Daha sonra bu genç adam eiştemi ne yapıp edip bulmuş artık sıgara içmediğini yeni işinden de memnun olduğunu anlatmış .
Şimdilerde enştemin gezme mazereti halamın zihnini canlandırmak .. Eğer evde kapalı kalırlarsa halamın unutkanlığı artacak zihni kıvraklığını kaybedecek diye korkuyormuş. Ona sabahları kahvaltı da kare bulmaca sorularını soruyormuş egzersiz yaptırma için ..
Sanırım 65 yıllık bir evlilik onlarınki. Halam epey fedakarlık etmiştir yaşamdan almak istediklerinden, ama burdan bakınca iyi ki gezmiş eniştemle demek geliyor içimden ..Onlarınki uzun bir yolculuk ..